Dünyada son yıllarda ortaya çıkan küresel sorunlar Dünya’da Avrupa’da tüketici kooperatifleri, şeffaflık, adil fiyat ve topluluk sahipliği talepleriyle yeniden yükselişe geçtiğini gösteriyor. Euro Coop’ta görev alan önde gelen isimlerin değerlendirmeleri, kooperatif modelinin günümüzdeki önemini net biçimde ortaya koyuyor.Uluslararası Kooperatifler Birliği çatısı altında yer alan Avrupa tüketim kooperatiflerinin üst örgütü olan Eurocoop kooperatiflerin çıkarlarını Avrupa düzeyinde savunuyor; tüketici hakları, şeffaflık, sürdürülebilirlik ve dayanışma ekonomisi ilkelerinin yaygınlaşmasına odaklanıyor. 1957 yılında kurulmuş bir Avrupa tüketici kooperatifleri topluluğu olan Eurocoop şu anda 20 ulusal üyesi bulunuyor; bu üyeler aracılığıyla 7.000 kooperatif işletmesi, 94.000 satış noktası ve 750.000 çalışan içeren dev bir yapı temsil ediliyor. Toplamda yaklaşık 30 milyon tüketici ortak bu çatı altında yer alıyor.
Euro Coop Başkanı Mathias Fiedler sosyal, çevresel ve ekonomik sürdürülebilirlik bakından kritik rol oynadığını vurguluyor. Kooperatif deneyimimizi, zorluklara rağmen topluluklarımız için sürdürülebilir uygulamalarla buluşturuyoruz. Kooperatifçiliğin yalnızca ticari değil, toplumsal bir sorumluluk olduğuna dikkat çekiyor.
Consumer Co-operatives World wide (CCW) ve Bulgaristan Kooperatifler Birliği Başkanı Prof Petar Stefanov, hem ulusal hem uluslararası düzeyde kooperatifçiliğin savunucusu. Stefanov, uluslararası arenada tüketici kooperatiflerini temsil eden örgütlerde görev yaptı; bu tecrübesiyle, kooperatiflerin Avrupa’da sesini güçlendirmeyi amaçladığını belirtiyor. Stefanov’un planları arasında, kooperatiflerin Avrupa kurumlarıyla aktif diyalog kurarak kooperatif modelinin görünürlüğünü artırmak, gençlerin kooperatif yönetimine katılımını teşvik etmek ve kooperatif yasalarının iyileştirilmesini savunmak yer alıyor.
Ekonomik dalgalanmalar, tedarik zinciri sorunları ve tüketicilerin artan fiyatlardan etkilenmesi birçok aileyi güvenli, demokratik ve topluluk odaklı alternatiflere yönlendiriyor. Bu durum, Euro Coop’un ve üye kooperatiflerin yeniden değer kazanmasına yol açıyor.
Eurocoop Başkanı Mathias Fiedler’in ifadesiyle: kooperatifler “yerel toplulukların dayanıklılığını” sağlıyor, kâr değil hizmet odaklı çalışma anlayışı ile bunu yapıyor.
Euro Coop ve liderleri, hem Avrupa çapında hem ulusal düzeyde kooperatifçiliğin yaygınlaşmasını hedefliyor. Gençlerin kooperatif yönetimine katılımı, sürdürülebilir üretim & tüketim, şeffaflık ve kooperatif yasalarının güçlendirilmesi, öncelikli gündem maddeleri arasında. Stefanov’un özellikle vurguladığı “gençlik ve dijitalleşme” hamlesi, kooperatif hareketini modern dünyaya taşımayı amaçlıyor.
Fiedler’e göre tüketici kooperatifleri, yalnızca perakende zincirleri ya da mağazalar değil; demokratik sahiplik, topluluk dayanışması ve sürdürülebilirlik gibi değerleri temel alan toplumsal ve ekonomik yapılardır. Onun için bu kooperatifler — üyelerinin tüketiciler olduğu kadar aynı zamanda ortakları olduğu bir modelle — “insan odaklı” ekonomi demektir. 2025 yılı vesilesiyle başlatılan “Consumer Cooperatives: Building a Better World” kampanyası, Avrupa’daki tüketici kooperatiflerini sürdürülebilir kalkınma, adil tüketim, sosyal dayanışma ve ekonomik istikrar temaları etrafında öne çıkarmayı amaçlıyor.
Fiedler, bu kampanyada kooperatiflerin yalnızca satış yapan işletmeler değil; çevreye, topluma ve ekonomik eşitliğe duyarlı oyuncular olduğunu söylüyor; kooperatifleri, “daha iyi bir Avrupa” için somut araçlar olarak tanımlıyor. Ayrıca, Avrupa’nın bugün karşı karşıya olduğu sosyal eşitsizlik, iklim krizi, ekonomik kırılganlık gibi sorunları göz önünde bulundurduğumuzda, kooperatif modelinin giderek daha önemli hâle geldiğini vurguluyor. Kooperatiflerin hem tüketicileri hem toplulukları hem de çevreyi gözeten yapısıyla; rekabetçi ama adil, global ama yerel, bireysel çıkar değil ortak fayda odaklı bir ekonomi sunduğunu ifade ediyor. Avrupa düzeyinde kooperatiflerin görünürlüğünü ve saygınlığını artırmak, gençleri ve yeni toplulukları bu harekete dahil etmek ve kooperatif değerlerini gelecek kuşaklara taşımak gerektiğini söylüyor. Bu bağlamda kooperatif modelinin bir yenilik, dayanışma ve kolektif sorumluluk aracı olduğunu; ekonomik kriz dönemlerinde bile toplulukların direncini artırabileceğini belirtiyor.
Mathias Fiedler’in ifadeleri ışığında Avrupa’daki tüketici kooperatifleri, sadece perakende sektöründe alternatif bir model değil; sürdürülebilirlik, sosyal adalet, toplumsal dayanışma ve ekonomik dayanıklılık gibi uzun vadeli hedeflere hizmet eden, demokratik ve etik bir ekonomik modelin yaşayan temsilcileridir. Avrupa’nın karşılaştığı çok boyutlu krizlere karşı bu modelin hem bireylerin hem toplulukların hem de gezegenin çıkarlarını koruyan somut bir çözüm sunduğu mesajı, Fiedler’in gündeminin merkezinde yer alıyor.
Euro Coop Başkanı Mathias Fiedler’in Avrupa için altını çizdiği noktalar, Türkiye’deki tüketim kooperatifleri açısından da önemli dersler ve fırsatlar içeriyor. Konuşmalarında öne çıkan demokratik yönetim, topluluk odaklılık, sürdürülebilirlik, adil ekonomi ve dayanıklılık gibi başlıklar, Türkiye’nin mevcut ekonomik ve toplumsal ihtiyaçlarıyla doğrudan örtüşüyor.Fiedler’in en çok vurguladığı konulardan biri kooperatiflerin demokratik yapısı.Avrupa’da kooperatif hareketini gençleştirme yönünde güçlü bir çağrı var.