- Türkiye Milli Kooperatifler Birliği
- Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Anasözleşmesi (Son Şekli)
- Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Tarihçesi
- 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu
- Kooperatifçilik İlkeleri
- Dünya Kooperatifler Günü Temmuz'un İlk Cumartesi Günü Kutlanıyor
- 2012 Uluslararası Kooperatifler Yılı
- Türkiye Milli Kooperatifler Birliği Afiş
- Türkiye Kooperatifçilik Stratejisi ve Eylem Planı (2012-2016)
- The Turkish Cooperative Strategy Paper and Action Plan - English
- Stratejik Plan Hazırlama Kılavuzu
- 2018, 2019, 2020 Yılları Faaliyet Raporu
- 2021 Faaliyet Raporu
- 2022 Faaliyet Raporu
- İletişim
21 Aralık Dünya Kooperatifçilik Günü Muğla’da Kutlandı.
21 Aralık Dünya Kooperatifçilik Günü Muğla’da Kutlandı
Köy-Koop Muğla Bölge Birliği tarafından “21 Aralık Dünya Kooperatifçilik Günü” kapsamında Menteşe Öğretmenevi'nde, “Kooperatifçilikte Markalaşmanın Önemi” konulu etkinlik düzenlendi.
Programa Muğla Valisi Amir Çiçek, Muğla İl Jandarma Komutanı Kıd. Alb. Yavuz Özfidan, Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Gürün, Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş, GTHB Tarım Reformu Genel Müdürlüğü Kontrolörler Başkanlığı Başkan Yardımcısı Hasan Aktuğ, , Gıda Tarım ve Hayvancılık Muğla İl Müdürü Nazif Ekici, TÜRKİYE KOOP Genel Başkanı Muammer Niksarlı, Köy-Koop Genel Başkanı Yakup Yıldız, Hay-Koop Genel Başkanı Ahmet Ertürk, Sür-Koop Genel Başkanı Ramazan Özkaya, GTHB Teşkilatlanma Daire Başkanlığı Koordinatörü Sami Turan, Köy-Koop Bölge Birlik Başkanları, kooperatif ve sivil toplum örgütleri temsilcileri, kooperatif ortakları ve basın mensupları katıldı.
Başarılı kooperatifler, hem üreticinin hem de tüketicinin sorunlarının çözümünde çok önemli bir görevini yerine getiriyorlar.
Programın açılış konuşmasını gerçekleştiren Köy-Koop Muğla Birlik Başkanı Eray Çiçek, "BM’lerce 2012 Dünya Kooperatifçilik Yılı, 2014 ise Aile Çiftçiliği Yılı olarak ilan edildi. Neden buna ihtiyaç duyuldu? 2008 yılında Amerika'da başlayarak tüm dünya ülkelerini sarsan bir ekonomik kriz yaşandı. Kriz bizlere şu gerçeği bir kez daha gösterdi. Kooperatifçiliğin yoğun ve gelişmiş olduğu ülkeler, krizden en az etkilenenlerdi. Kooperatif örgütlenmeleri de bu yaşanan krizlere karşı güvence sağlayacak olan yapılardan en önemlisidir. Yaşananlar göstermiştir ki, günümüzde ve gelecekte kooperatifçilik daha da önem arz edecek" dedi.
Tüm dünyada özel sektör ve kamu sektörünün yanında, üçüncü bir sektör olan, ülkemizde ise bugüne kadar ekonomiye katkıları yeterince bilinmeyen, ülkenin kalkınmasında büyük payı olan kooperatifçiliği tanıtmak, yararlarını anlatmak, bireyleri kooperatifçiliğe teşvik etmek amacı ile Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA) tarafından 1995 yılında, 21 Aralık gününün “Dünya Kooperatifçilik Günü” olarak kabul edilmiştir. Bu günün vesilesiyle de olsa kooperatifçiliğin önemini gündeme getirilerek, kamu ile paylaşılması, giderek daha da fazla önem arz etmektedir.
Bugüne kadar kooperatifler olarak, piyasanın arz ve talep dengesini gözleyecek ve ona göre dengeler oluşturacak rekabet edebilir mekanizmaları oluşturamadık. Pazarda söz sahibi olabilmenin şartlarını geliştiremedik. Bunun nedenini de kooperatifçiliğin oluşmasına veya gelişmesine yeterince önem verilmediğinden kaynaklandığını düşünüyorum.
Kooperatifçiliğimizin çözümlenmesi gereken sorunları elbette var. Denetim ve eğitim sorunlarının giderilmesi yanında, güvenilir kuruluşlar haline gelmesi, kurumsal kimlik kazanarak markalaşması son derece önemlidir.
Ülkemiz kooperatifçiliğinin en önemli temel sorunu kendi içerisinde bir model üretememesidir. En kısa zamanda kendimize uygun model ya da modeller üretmek zorundayız. Bunu da başaracak güçteyiz.” dedi.
"Kooperatifleşmenin Önündeki En Büyük Engel Güven, Biz birbirimize güvenmiyoruz."
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mehmet Marangoz, markalaşmanın güven ve şeffaflık olduğuna dikkat çekerek, “Kooperatifçilik, güven demek, işbirliği, istikrar, şeffaflık demek. Günümüz koşullarına baktığımızda, dünyanın ekonomik ve askeri gücü en yüksek ülkelerin edindikleri zenginliğin karşılığı “marka”dır. Dünyada marka değeri ilk 10 içerisinde yer alan 8 marka ABD’lerine aittir. Dünyanın bir numaralı şikretin 120 milyar dolarlık marka değeri var. 2014 yılı cirosu ise yaklaşık 200 milyar dolar. Türkiye’nin yıllık ihracatı 150 milyar dolar. Ülkemizin kalkınması gerekir diyoruz. Uluslararası ticaret yapmak için güven vermeniz gerekiyor. İstikrarlı olmanız gerekiyor. Bu da markalaşmayla olacaktır.” dedi.
Marangoz, "Kalkınma yerelde başlar. Yerelden de baktığımız zaman kooperatifçilik ön plana çıkıyor. Ancak Türkiye'de ne yazık ki kooperatifleşme çok zayıf. Ortak marka çıkarmalıyız. Ancak Türkiye'deki kooperatiflerin sürdürülmesi çok zor. 2013 yılında kooperatifçilik ile bir çalışma yaptım. Bu çalışmada ortaya çıkan sonuç ise bizim birbirimize güvenmediğimiz oldu. Biz birbirimize güvenmiyoruz. Kooperatifleşmemizin üzerimizdeki en büyük engel güven. Kooperatifçiliği geliştirirsek gerekli kalkınmayı sağlayacağımızı düşünüyorum. Yerelde kooperatifçilik iyi bir yapı ama bunun için birbirimize güvenmemiz gerekir" diye konuştu.
Kooperatifler Gelişmişliğin Göstergesidir.
Çağdaş kooperatifçiliğin ülkemizdeki ilk uygulamasının, 1863 yılında devlet eliyle kurulan “memleket sandıkları” ile başladığı kabul edilirken, çağdaş kooperatifçiliğimizin gelişmesinin ise Cumhuriyet dönemiyle gerçekleştiğini vurgulayan Köy-Koop Genel Başkanı Yakup YILDIZ,
“Kooperatifçiliğimiz için en önemli fırsatlardan biri belki de, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ün kooperatifçiliğin potansiyelini ve katkısını fark etmiş olmasıdır. ATATÜRK, ölümüne kadar sürekli olarak Türkiye’deki kooperatif hareketinin içinde yer alırken; ziyaret ettiği bölgelerde yaptığı konuşmalarında kooperatifçiliğe yer vererek halkın bilinçlenmesine çalışmıştır. Kooperatifçiliğin koruyucusu, hamisi ve bizzat kendisi kooperatif ortağı olmuştur. Ülkemizde, 1920 ile 1938 yılları arasında kooperatiflere yönelik yapılan tüm hukuki düzenlemeler de, ATATÜRK’ün önderliğinde gerçekleştirilmiştir.
1960 sonrasının en önemli gelişmelerinden birisi şüphesiz, kooperatifçiliğin Anayasa’da yer almasıdır. 1961 Anayasasının 51. maddesinde “Devlet, kooperatifçiliğin gelişmesini sağlayacak tedbirleri alır.” ifadesinin yer alması kooperatifçiliğin gelişmesi için devleti daha aktif ve sorumlu duruma getirmiştir.
Dünyada kooperatiflerin kuruluşları 19. yüzyılda başlıyor. Tüketim kooperatifleri 1850’li yıllarda gelişiyor. 1895 yılında Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA) kuruluyor.
Bizde ise 1969 yılında 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun çıkması ile Türkiye’de üst örgütlenme hareketi başlıyor. Yani batı ile aramızda 100 yıllık bir fark var. Tabi bu farkın kapatılması kolay değil. Tarımdaki her sorunun çözümünde kooperatif yer almaktadır. Bugün dünyada sosyal adaletin en büyük aracıdır kooperatifler. Tüm Avrupa’dan, Amerika’ya, Japonya’dan, Çin’e kadar birçok ülkede kooperatifçilik çok gelişmiş bir durumdadır.
Eğer ülkenin refahını artırmak hepimizin hedefiyse, bunun yolu kırsal kalkınmadan geçmektedir. Kırsalda nasıl kalkınırız sorusuna verebileceğimiz tek yanıt ise ‘kooperatifçilik’ olacaktır.” dedi.
Yıldız, “Dünyada olduğu gibi ülkemizde de 21 Aralık Dünya Kooperatifçilik Günü’nü coşkuyla kutluyoruz. Bu anlamlı ve güzel günde bizleri bir çatı altında toplayan, Köy-Koop Muğla Birlik Başkanımız Eray Çiçek, Muğla İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürümüz Nazif Ekici’ye ve tüm katılımcılara teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
TÜRKİYE KOOP Genel Başkanı Muammer Niksarlı yaptığı konuşmasında, “Bugün bu toplantının en anlamlı ve heyecanlı kısmı, Köy-Koop İzmir Urla Bademler Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ortakları aramızdalar. Bademler Köyü denince Türkiye’de bir zamanlar kooperatifçiliğe öncülük yapmış, Mahmut Türkmenoğlu’nu anmamak, hatırlamamak kooperatifçiliği bilmemek olur.” dedi.
Niksarlı, “Uluslararası Kooperatifler Birliği (ICA)’nın ilk 300 kooperatifinin dünyada yarattığı ekonomik tablo 2.2 trilyon dolardır. Dünya kooperatiflerinin yarattığı istihdam 250 milyon kişidir. Çok uluslu şirketlerin yarattığı istihdam ise 100 milyon kişinin altındadır. İşte bu veriler gösteriyor ki, dünyanın kalkınmasına, gelişmesine öncülük etmiş olan kurum kooperatiflerdir. Bizim göz ardı ettiğimiz budur.” dedi.
Türkiye’de kooperatiflerin bir tek sorunu olduğunu, bunun da “algı sorunu” olduğunu vurgulayan Niksarlı, “Kooperatifleri birer gelişme, kalkınma aracı olarak algılamamız gerekiyor. Dünya böyle yapmış. Başka bir algı sorunumuz da sadece bizde değil, bizim gibi ülkelerde, kooperatifçilik denilince, ideolojik bir çağrışıma zorluyorlar. Kooperatifçiliği komünizmle eşleştirmeye çalışıyorlar. Oysaki kooperatifçilik İngiltere’de doğmuştur. Bugün Amerika’nın kırsal elektriğinin dağıtım ve tahsilatının yüzde 90’ını kooperatifler gerçekleştiriyor. Komünist mi bunlar!
Doğruyu göreceğiz, doğruyu göstereceğiz.
Amerika’nın, Çin’in, Japonya’nın ve Avrupa’nın kalkınmasında kooperatifçilikten ne kadar yararlanmışlarsa bizim de o kadar yararlanmamız gerekmektedir. Yararlanmama gibi bir lüksümüz de yoktur. Kooperatifler bir sermaye grubuna karşı haksız rekabet unsuru değildir. Çünkü kooperatiflerin kendisi tekelleşmeye karşıdır. Bu ülke hepimizin, bu ülkeyi hep birlikte kalkındıracaksak, hiç bir değerimizi göz ardı etmeye hakkımız yoktur.” dedi.
Türkiye’de Kooperatif Enflasyonu Var
TÜRKİYE KOOP Genel Başkanı Muammer Niksarlı, “85 bin olan kooperatif sayımız son rakamlarla 65 bin’e kadar düştü. 7 milyon kooperatif ortağı mevcut. Almanya’da ise 7 bin kooperatif ve bunların 20 milyon kooperatif ortağı var. Bir üretim kapasitesine ulaşmadan, piyasada varlığınızı, sürekliliğinizi sağlayamazsınız. Acil olarak kapasite sorununu ve örgüt dağınıklığını gidermemiz gerekiyor. Birleşme yürekliliğini göstermemiz gerekiyor.” dedi.
Niksarlı, “2012 yılında dönemin başbakanı tarafından tüm paydaşlarla birlikte ‘Türkiye Kooperatif Strateji ve Eylem Planı’ kamuoyuyla paylaşıldı. Biz devletten hiçbir şey istemiyoruz. Sadece, bu Strateji Belgesi’nin ön gördüğü yasal düzenlemelerin yapılmasını istiyoruz. Devletten sürekli para ve destekleme alırsanız kendi kendinizi yönetemezsiniz. Sizi devlet yönetir. Bu da kooperatifçilik olmaz. Devletin tek yapacağı şey önümüzü açmasıdır. Bizlerin işbirliği yapacağı tek yapılar, yerel yönetimler olmalıdır.” dedi.
Üç Ürün Muğla Bacasında Sunulacak
Konuşmaların ardından Menteşe Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Dilek Kaya, Muğla balı, tarhanası ve zeytinyağı için yapılan markalaşma çalışmaları hakkında bilgi verdi. Markalaşma çalışmaların devam ettiğini kaydeden Kaya, "Şu anda Ahşap Oyma Muğla Bacası içerisine konulacak bal, tarhana ve zeytinyağı için özel bir bölüm oluşturuldu. Bu sayede Muğla balını, zeytinyağını, tarhanasını bir marka altında toplayabileceğiz. Çalışmalarımız halen devam ediyor." diye konuştu.
‘Muğla’nın bacasını yapıvedik, içine yağ, bal goyuvedik, yiyiverin gari’
Ahşap Oyma Muğla Bacası içerisine konulacak bal, tarhana ve zeytinyağını, dizi oyuncusu Gülnihal Demir, 'Muğla'nın bacasını yapıvedik, içine yağ, bal goyuvedik, yiyiverin gari' sloganı ile tanıtması büyük alkış aldı.
Öte yandan protokol üyeleri ve davetliler, üretim yapan kooperatiflerin stantlarını gezdi.
Köy-Koop Muğla Birliği Satış Mağazasını Açtı
Muğla Valisi Amir Çiçek’ açılışını yaptığı mağaza, kooperatif ortaklarının üretmiş oldukları ürünlerle hizmete girdi.